3 Temmuz 2017 Pazartesi
1 Nisan 2017 Cumartesi
Turkish Army Band Performing in Pakistan Day Parade - 23 March 2017
Only a nation, only one state;
Turkey-Pakistan and all other Islamic world
İttihad, Tanzim, Yakîn-i Muhkem
دولت ابد مدت
Devlet-i Ebed-müddet
The Eternal State
11 Mart 2017 Cumartesi
TÜRKİYE’NİN DİKKATİNE SORULAR, ARAYIŞLAR, NOTLAR-‘’ YÜKSEK DOZ GELECEK’’TEN
T.C’NİN UZAYDAKİ KOLONİLERİ
Yakın zamanda ‘’ Yüksek Doz Gelecek‘’ adlı, beş bilim kurgu
romanından oluşan bir kitap yayımlandı. Kitapta Güneş sistemimizde insanoğlunun
gelecekteki kolonileşmesine dair romanlar okuduk. Yalnız dikkat çeken bir nokta
vardı açıkçası. Romanlarda ya tüm insanoğlu dünyada bir devlet, ya da mesela Ay’da,
Jüpiter’de, Mars’ta, Venüs’te ayrı ayrı birer oluşum şeklinde kurgulanmış.
Belki de devletlerin serencamının sonucu kesinlikle böyle olacaktır ancak bunu
tam olarak kestirebilmek şu an için resmen kahinlik olur. Şöyle bir senaryo da
düşünülebilir: Dünya’daki devlet ve veya oluşumlar-örgütler Dünyada ve Güneş
Sistemi’nin diğer unsurlarında tek bir örgüt-devlet birlikteliği düşüncesinin
aksine, belki de dünyadaki çok parçalı ya da büyük parçaların müttefikliği şeklinde
‘’ uluslararası ilişkilere‘’ girebilirler. Mesela ‘’ Batı uygarlığı‘’; ‘
Birleşik Avrupa Devletleri’ gibi bir oluşumla bir de Güneş Sistemi aracılığı
ile insanoğlunun hayatını tekrar mahvedebilir. Asya’daki devletler başka bir
baş çekebilir ya da farklı farklı kıtalardaki devletler Güneş Sistemi’ndeki
rekabet için birbirleriyle çok sıkı müttefiklik sistemleri geliştirebilir.
Hatta belki de bazı örgüt ya da devletler sahte veya gerçek bir ‘’uzaylı’’,
yapay zeka işgali senaryosunu bahane ya da işbirliği şeklinde kullanmak
suretiyle yine diğer kalanları şerefli bir yaşamdan yoksun bırakabilir. İşte bu
ihtimaller dahilinde o zaman ‘’ evrensellik’’ belki de siyasi manada yeni bir
anlam kazanabilir ve siyasetteki ‘’ uluslararası ilişkiler‘’ terimi artık bir
çöp olur…
Her iki senaryoda da ‘’ Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Güneş
Sistemi’ndeki ve ötesindeki kolonilerini’’ düşünüp tasavvur etmek, gelecekte
düşünülen Dünya’daki veya Güneş Sistemi’ndeki diğer insanoğlu ya da diğer başka
yabancı unsurların sultası altında milletimizin ezilmesinin önüne geçmek için ilk
adımdır. Zira kitabın yazarlarından sayın Orkun Uçar da bir milletin bilim
kurgu edebiyatında olmaz ise gelecekte de olamayacağına dikkat çekiyor.
Bu adımı ise şu şekilde temellendirmek yerinde olacaktır:
‘’ Kün tuğ bolgıl kök kırıkan’’- ‘Güneş Bayrağımız gök
çadırımız.’ Ve
‘’ Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak, sönmeden yurdumun
üstünde tüten en son ocak‘’
Yani var olan tüm mikro-makro alem ve evrenlerde, Devlet-i
Ebed Müddet’in varlığına hizmet eden canlı-cansız en küçük birimlerden en büyük
organizmalar ve organizasyonları tasavvur etmek ve bunun temini ve devamı için milletimizin
fert ve birimlerini buna uygun şekilde bir bilinç etrafında toplamak, onlara bu
ülküyü aşılamak yerinde olacaktır. Devlet-i Ebed Müddetin en kötü koşullar
düşünüldüğünde tek bir ferdi-(mikro boyutta bile olsa-zira virüs şeklindeki
yapay zeka fikri ilginç gerçekten; ‘’ Yüksek Doz Gelecek, Demir Yıldız-Orkun
Uçar‘’-)canlı cansız tek bir hizmet edeni bile kalsa, o şey, devletimizi
yaşatmaya o senaryonun şartlarına ve zamana göre gizli-açık ya da zamanı gelince
ortaya çıkacak bir şekilde devam ettirmelidir. Zira bu motivasyon bu en kötü
senaryonun yaşanmasının önüne geçmek adına var olacaktır ve teşekkül
ettirilmelidir. Kitaptaki ikinci hikaye olan ‘’ Phobos’’daki bakteri gibi
bölünen ve bireysellikten uzak organizmalar gibi olmak yanlışına düşmek hatası
ile yukarıda belirttiğim ülkü arasında ince bir çizgi vardır lakin belirli
şartları temin ettikten sonra bu korkunun lüzumu yoktur. Pire için yorgan
yakmak yerine; ‘ yorganı arındırmamız’ yani geleceğimizi kazanmaya cesaret etmemiz
gerekmektedir. ‘ Devlet etme sanatını’ en iyi Devlet-i Ebed Müddetin fertleri
yapmıştır ve gelecekte de yapmalıdır. Zira yine ‘’Phobos’’ hikayesindeki gibi
insanoğlu vasatına karşı kültürel-ideolojik eziklik yaşayan uzaylının
hikayesinin esin verdiği gibi kim bilir var olan tüm alem ve evrenlerdeki devletler-örgütler-organizma
toplulukları-organizasyonlar bizim devlet kültürümüz-motivasyonumuz karşısında kendilerini,
talep ederek; severek, kabullenerek, isteyerek teslim ederler. Bunu insanoğlu
için düşünürsek; zira ‘’ kozmosda’’ hüküm sürmek ‘ aklı evvellerin’ işi olmasa
gerek. Uzay’a bir hayvan gibi; devletsiz-kültürsüz-ahlaksız-akılsız çıkılınca
başarılı olabilme ihtimali ne kadar vardır?
Belki de hikayelerin gelecekteki gerçek versiyonları şu
şekilde cereyan edebilir:
Umut Altın’ın yazdığı ‘’ Köprü Altı’’ hikayesindeki ‘’
Sacaromy’’ dünyadaki bilgileri idrak edince: ‘yaşasın Devlet-i Ebed Müddet!...’
der,
Funda Özlem Şeran’ın yazdığı ‘’ Phobos’’ hikayesindeki
insanoğlu vasatı karşısında adeta kafayı yiyen uzaylı: ‘ Ben bir Türk’üm ve
artık tüm uzayı devletimizin vassalı yapmak için çalışacağım ve bölüneceğim!...’
der,
Orkun Uçar’ın yazdığı ‘’ Demir Yıldız’’ hikayesindeki ‘’ Bay
White’’:’ Tek sorumluluğumuz bu güne kadar Ay’da da Ay İmparatorluğu şeklinde
gizliden gizliye örgütlenen Devlet Ebed Müddet’e ve halkına karşıdır, kardeşimiz
başardı ve şafağımız başladı!...’ der,
Gökcan Şahin’in yazdığı ‘’ Karavanlar Çağı‘’ hikayesinde bazı
karavanlar uzayda Türkiye Cumhuriyeti Devletini devam ettirmek için
birleşebilir,
Serdar Yıldız’ın yazdığı ‘’ Alt ve Üst’’ hikayesindeki Umay
Dünya’daki tek hakim Türk devletinden Venüs’e gelmiş olabilir, İstanbul bebeğin
neslinden bir torunu Venüs’ün gelecekteki başkanı olabilir…
Üç hilalimiz doğu-batı ve merkezde Devletimizin ve
İslamiyetin hakimiyetini temsil etmektedir ama bu hangi doğu, hangi batı, hangi
merkezdir?
MGK’nın daimi gizli gündemi ‘’ Türkiye Cumhuriyeti’nin uzaydaki
kolonileri’’ olabilir;
Üç hilalimiz arz, gök ve var olan diğer tüm ‘alem ve evrenlerdeki’
Devletimizin ve İslamiyetin hakimiyetini temsil etmelidir!...
EK: ‘’ Donanımcı Baba’’
nın ‘’ Silahlı İHA'lar ve Yapay Zeka Etiği Tartışmaları’’ başlıklı Youtube videosunda
(https://www.youtube.com/watch?v=gzvkpFX_saA
) beyin fırtınası çağrısına binaen yukarıdaki yazımıza ek ve onunla organik bir
bağ ile yapay zekaya şu açıdan yaklaşımda bulunmak istiyorum:
Yapay zeka tartışmasına ve tefekkürüne yeni başlangıç
yapıldığından meseleye interdisipliner bir şekilde, bir çatı kurmak adına şu
sorularla temel bir başlangıç yerinde olabilir: Bir yapay zekanın ideolojisi olabilir mi? Bir
yapay zeka ideolog olabilir mi? Yapay zekanın devlet kavramı olabilir mi? Yapay
zekanın ruhu olabilir mi? Yapay zeka ‘ ruhu olan’ organik ya da inorganik
şeylerle bir organik bütünlük kurabilir mi? Yapay zeka mesela bir karınca
kolonisi ile organik bir bağ kursa tüm tembel canlılara ya da atalet ya da
tembellik içeren tüm canlı, cansız ya da onları sembolize eden her türlü şey;
fikir, ideoloji ile savaş içerisinde mi olur? Yapay zeka insanlığın tefekkürünü
mü devam ettirir ya da o mirası tamamen ret mi eder? Mesela üzerinde sahiplenme
konusunda ‘ rekabet’ yaşanan asil bir Anadolu hayvanı kangal köpeğini düşünelim:
Youtube’de kangal köpekleri ile ilgili şu başlıklara mutlaka rastlamışsınızdır ‘’
Turkish Kangal‘’ ya da ‘’ Kurdish Kangal‘’. Mesela bir kangal köpeği ile bir
yapay zeka aparatı arasında organik bir bağ kurulsa bu canlının ideoloji ne olur?
Hangi tarafı seçer, terör örgütlerine sempati mi besler, ‘’ faşist‘’ mi olur, devrimci
mi olur, ateist mi olur, nihilist mi olur, hangi dine ilgi duyar, hangi
tasavvufi akımın taraftarı olur? Hayvanların üzerindeki insanoğlu tahakkümünü
kırmaya mı çalışır? Mesela insanoğlunun iftiharı bir yapay zeka teknolojisi üretilmiş
olsun; bu yapay zeka hakimlik-hakemlik yapabilir mi? Bunun adalet anlayışı insanoğlunun
bugüne kadar alıştığı adalet anlayışına benzer mi olur yoksa farklı anlayışlar
getirerek daha merhametli ya da gaddar mı olur?
Gelecekte insanoğlundan, yapay zekadan ya da şeytandan hangisi bir
birine pabucunu ters giydirir?
Anlaşılacağı üzere sorular mümkün olduğunca çoğaltılabilir.
Devletimizin ise bu konuda yapması gereken yapay zeka eğer içtimai hayatla
ilgili ‘ üç boyutlu’ düşünebilecek bir yeteneğe kavuşacaksa meselede sağlıklı
bir ilerleme sağlamak adına ‘ üç boyutlu’ bir yaklaşımda bulunabilmek için bunların
artıları ve eksilerini, avantaja çevirmek adına şimdiden çok ciddi ve
interdisipliner akademik çalışmaları resmen ve re’sen icra ettirmesi,
toplumdaki önde gelen ve veya yetenekli insanları bir araya organize bir
şekilde toplayarak beyin fırtınalarını ya da disiplinli çalıştayları gerekirse ödüllerle
desteklemesi gerekmektedir.
دولت ابد مدت
Devlet-i Ebed-müddet
The Eternal State
24 Şubat 2017 Cuma
TSK Armoni Mızıkası - Turkish Military March - "İleri Marşı"
http://www.astsubay.org/
‘’ Ben bir ASKERİM!
Her sabah yastığımın altına koyduğum silahı belime takarak çıkarım evden.
Üzerimde ki üniforma birçok kişide hayranlık uyandırsa da ben o üniformanın
bana verdiği kutsal yetkiyi seviyorum. Her gün ölüme gidiyorum, VATAN için,
VATANDAŞ için... Her akşam döndüğüm de ''bugün de ölmedim '' diyorum. Eğer ki
bir gün VATAN için ölürsem, ölürken gülümseyeceğimi biliyorum!‘’
Devlet-i Ebed-müddet
11 Şubat 2017 Cumartesi
Piyade Uzman Çavuş Gökhan Kılıç-Turkish Army in El Bab
Şehit Piyade Uzman Çavuş Gökhan Kılıç'ın babası: ‘’Oğlum görevini severek yapıyordu, severek gitti ve severek de şehit oldu. Allah mekanını cennet etsin. Vatan sağ olsun, bayrak var olsun, Allah devletimize zeval vermesin…’’
16
büyük hanedan, yüzlerce küçük hanedan ve Cumhuriyet süreci ve milyonlarca şehit
ve gazi neden mi bu devlete hizmet etti, ediyor ve edecek?
Şerefli, özgür, adaletli, namuslu bir yaşam için, çünkü
bunların eksikliği ölümden beter,
bilakis şehitlerimiz ölmezler!…
bilakis şehitlerimiz ölmezler!…
دولت ابد مدت
Devlet-i Ebed-müddet
The Eternal State
9 Şubat 2017 Perşembe
Ruhun Şad Olsun Üsteğmen Tarık Koçoğlu!-Turkish Army in El Bab
Turkish Army in El Bab
Birçok devletten çok daha eski bir kuruluş olan TSK’nın (milattan önce 209) El Bab'da yürüttüğü başarılı lakin karışık bir hibrit savaş ve sivilleri gözetip kollayan bir operasyon olduğundan yavaş ilerleyen, Özel Kuvvetlerin, Hava Kuvvetlerinin, tankçı ve topçu birliklerin, MİT'in, Jandarma birliklerinin ÖSO ile birlikte DAEŞ pisliğinin mezarını adeta tırnaklarıyla kazdıkları Fırat Kalkanı operasyonunda şehit olan Piyade Komando Üsteğmen Tarık Koçoğlu’nun anısına bir bölüğümüz harika bir saygı duruşu yapmıştır…
Birçok devletten çok daha eski bir kuruluş olan TSK’nın (milattan önce 209) El Bab'da yürüttüğü başarılı lakin karışık bir hibrit savaş ve sivilleri gözetip kollayan bir operasyon olduğundan yavaş ilerleyen, Özel Kuvvetlerin, Hava Kuvvetlerinin, tankçı ve topçu birliklerin, MİT'in, Jandarma birliklerinin ÖSO ile birlikte DAEŞ pisliğinin mezarını adeta tırnaklarıyla kazdıkları Fırat Kalkanı operasyonunda şehit olan Piyade Komando Üsteğmen Tarık Koçoğlu’nun anısına bir bölüğümüz harika bir saygı duruşu yapmıştır…
دولت ابد مدت
Devlet-i Ebed-müddet
Moments of Hero Turkish Soldiers Shooting DEAŞ in El Bab-Yiğit Türk Askerinin El Bab'ta deaş'ı vurduğu anlar
REAL STATE OF ISLAMIC; REPUBLIC OF TURKEY-OTTOMAN!
The Eternal State
دولت ابد مدت
Devlet-i Ebed-müddet
The Eternal State
El Bab is also Turkish soldier he call to prayer and Muhammad
El Bab is also Turkish soldier he call to prayer and Muhammad
REAL STATE OF ISLAMIC; REPUBLIC OF TURKEY-OTTOMAN!
The Eternal State
REAL STATE OF ISLAMIC; REPUBLIC OF TURKEY-OTTOMAN!
Devlet-i Ebed-müddet
The Eternal State
26 Ocak 2017 Perşembe
Turkish Military Power and Discipline - Turkish Armed Forces (BC 209) in Heavy Massive Live Fire...
Turkish Armed Forces (BC 209) - Turkish Military Power and Discipline
دولت ابد مدت
Devlet-i Ebed-müddet
The Eternal State
11 Ocak 2017 Çarşamba
TÜRKİYE'NİN DİKKATİNE SORULAR, ARAYIŞLAR VE NOTLAR- ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞI MI?
Son
zamanlarda yaşatılan büyük sıkıntılar ile ram olmaya zorlanan ülkemizin neden
kıyasıya bir ‘ismi olmayan savaş’ ve mücadeleyle teslim alınmaya çalışıldığı
sorusuna güvenlik politikaları uzmanı sayın Mete Yarar dikkat çekiyor. 15
Temmuz darbe teşebbüsü ile kayıtsız şartsız ele geçirilmeye çalışıldık,
devletimiz ısrarla bir şeylere karşı çıkıyor ve düşmanlarımız da ısrarla bizi
kendi çıkarları doğrultusunda bir şeye zorluyor. ‘ İyi de neden’? Amaçları
nedir?
Aynı zamanda
ABD de ve Avrupa’da NATO çatısı altında büyük bir silahlanma ve askeri bir
atağın da olduğuna dikkat çeken Mete Yarar ülkemiz için ‘’ NATO dışına çıkan
kontrolsüz müttefik’’ tanımlamasından da büyük bir rahatsızlık duyduğunu
belirtiyor. Bütün bu hareketliliğin ve bu tanımlamanın sebebini bilmediğini ama
sebebi her ne ise işte o amaçtan ötürü güçsüz bir hükümetle ram olmuş bir
Türkiye istediklerini söylüyor. Bu sebep ile ilgili ise özellikle
bilemeyeceğini belirterek yorum yapmaktan kaçınıyor. Açıkçası ülkemizde bu
gerçek sebebini devlet evraklarına erişme şansı olmayan vatandaşların
bilemeyeceği anca tahmin yürütebileceği bir konu bu: Batı yükselen Avrasya’yı düşürmek
istiyor ve önlem alıyor olabilir. Dünyadaki bazı devletler ve güç
odakları-örgütler-sermaye çevreleri bir üçüncü dünya savaşı çıkarmak istiyor
olabilir. Daha başka nitelikler taşıyan yeni bir soğuk savaş süreci ya da
çatışmalar süreci ile stratejist sayın İsmail Yıldız’ın deyimiyle ‘’ortaya
çıkan enerjiden’’ dünyadaki bazı devletler ve güç odakları fayda sağlamak
istiyor olabilir. Bu ihtimallere karşı ise ülkemizin tek bir standart
milli aktif bir politika ile cevap vermesi gerektiği aşikardır. Müteyakkız
olmak ve ‘ kuşatmaları yarmak’ baskıları aşmak gerekmektedir.
Müteyakkız
olmaktan kasıt: 15 Temmuz’u Allah’ın inayetiyle atlatan ülkemizin ani bir
üçüncü dünya savaşını devletimizin idraki ile hazırlıklı olarak karşılanmasıdır.
Bir sabah her şey elden gitmiş şekilde uyanmaktan kıl payı kurtulan ülkemiz,
bari en azından bundan sonra böyle gafletlere düşmemek üzere ‘’devlet etme’’ sanatına
dikkat etmeli, sabah uyandığımızda sokaklarda paraşütlerini katlayan ‘ NATO’
askerleri göreceksek bile bunu önceden kestirebilecek ve hazırlıklı olabilecek
bir durumda olmalıyız. BUNU DA HANEFİ AVCI’NIN DARBE TEŞEBBÜSÜNÜN İLK
GÜNLERİNDEN SONRA BELİRTİĞİ ÜZERE DÜŞMANLARIMIZ GİBİ DÜŞÜNEBİLEN İSTİHBARAT
ÇALIŞANLARI VE BU ŞEKİLDE İSTİHDAM EDEN İSTİHBARAT ANLAYIŞI İLE YERİNE
GETİREBİLECEĞİMİZ AŞİKARDIR. FETÖ TERÖR ÖRGÜTÜNÜN ÜLKEMİZİ ELEGEÇİRMESİNE RAMAK
KALA BİR HALDE YAKALANMAMIZIN SEBEBİ BUDUR. BU ÖRGÜT İSTEDİĞİ KADAR KRİPTO
OLSUN, İSTEDİĞİ KADAR CİZVİTLERİ TAKLİT ETSİN, ‘’ AÇIK İSTİHABARAT’’ IN BİLE
BANGIR BANGIR BAĞIRDIĞI DARBE TEŞEBBÜSÜNE KARŞI GAFİL YAKALANMAMIZIN SEBEBİ ‘’ İSTİHBARAT
ANLAYIŞIMIZ‘’DIR. AKSİ TAKDİRDE TIPKI ‘’METAL FIRTINA’’ KİTABINDAKİ GEÇ GELEN
İSTİHBARAT YÜZÜNDEN, BİR ANDA HAZIRLIKSIZ, GAFLET İÇİNDE YAKALANMAK KAÇINILMAZDIR.
TIPKI ORDA BAHSEDİLEN GİBİ GAFLETTE VE ALLAH KORUSUN BAHSİ GEÇEN KİTAPTAKİNDEN
DAHA KÖTÜ BİR HALDE YANİ 15 TEMMUZDAKİ GİBİ YUMRUK BİLE VURAMAYACAK HALDE
YAKALANMAK KAÇINILMAZDIR: DEVLETİN EN ÖNEMLİ KURUM BİNALARININ ÜSTÜNDE
SERBESTÇE TACİZ ATEŞİNE BİLE MARUZ KALMADAN UÇAN VE ÜLKEYİ TERÖRİZE EDEN DÜŞMAN
UÇAKLARI, EFSANE İSMİ OLAN KENDİ OLMAYAN SİVİL SAVUNMA-BEYAZ BERELERİN NERELERDE
OLDUĞU YA DA NE DURUMDA OLDUĞU SORUSU VS. GİBİ REZİL DURUMLARDAN BAHSEDİYORUM,
yazar-aydın sayın Burak Turna’nın sistematiği ve yazar-aydın sayın Orkun Uçar’ın
Avrasya-Batı çekişmesi iddialarına dikkat çekmekte fayda vardır.
AYNI ZAMANDA
İSTİHBARAT KONUSUNDA MİLYAR DOLAR HARCANAN BİR ALANDA SIFIR BAŞARI (NEDEN Mİ
SIFIR; MUCİZE ESERİ KURTULDUK!…) DÜŞÜNDÜRÜCÜDÜR. BÜTÜN BUNLAR İSE BU YAZININ DIŞINDA
BİR KONU İÇERİĞİ OLAN ‘ SİSTEM SORUNU’ OLMAKLA BİRLİKTE BUNLARA KENDİMCE ŞU
BLOGUMDA DEĞİNMEYE ÇALIŞIYORUM: ‘’SİSTEM-VATANDAŞ-MEMUR‘’ http://neayakbunlar.blogspot.com.tr/
Aynı zamanda
devletlerin kendilerinden üst ligde olduğu iddia edilen örgütlerden ele
geçirilme ve sızılma seviyesi azaldıkça daha zeki olabilecekleri düşünülebilir.
Sağlam bir istihbarat anlayışla birlikte, halkla bütünleşmiş ve iyi
liderliklere sahip olan ülkelerin devletlerinin idrak seviyesi artabilir. Belki
de kim bilir rahmetli aydınlarımızdan sayın Mahir Kaynak ve araştırmacı,
stratejist, yazar sayın Ömer Özkaya’nın özellikle müttefik olması gerektiğine
dikkat çektiği AYRI BAŞ ÇEKEBİLEN ULUS DEVLETLER manipüle edilerek düşman
yapılmaya çalışılan devletler görünümünde olan ABD-Rusya-Türkiye
üçlüsü bir üçüncü dünya savaşına müttefik olarak bile girebilir…
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)